9 Mayıs 2014 Cuma

Eşsiz lezzet...
40 yıllık orciğe tutmuş köme diyorlar tövbe tövbe..

Orcik, güç kaynağı, enerji deposu, tamamen doğal bir o kadar da organik...

Yeme de yanında otur :)




Gelelim orciğin yapılışına.

 
      Eylül sonunda bağlar bozulmaya başlanır. Yani kalan tüm üzümler toplanır bağdan. O gün öyle büyük bir yorgunlukla geçer. Unutmadan bir de o gün geçmeden kazan kurulacak yer hazırlanır ve gün şimdi biter işte.

    Ertesi gün toplanan üzümler öncelikle yıkanır ve daha sonra telis torbalara doldurulur. Sonra bu torbaların külün denen yere konur ve sarı çizmeyi ayağına geçiren Mehmet ağa çıkar üzümlerin üzerine ve bi güzel sularını çıkarır. Tüm üzümlerin suyu çıkarıldıktan sonra kazanlara yerleştirilen üzüm suyu üzerleri kapatılarak dinlenmeye alınır.

 ve büyük gün geldi baştan sona koşuşturma olarak geçen gün mutlu sonla bitecek inşallah. sabaha karşı 4 sularında uyanılır ve ateş yakılır. kazanlar üzerine yetiştirilir. büyük bir hassasiyetle dağın başından getirilen beyaz toprakta üzüm suyuna eklendikten sonra pişirilmeye başlar. O sıra tarladan toplanan kırımızı biberler de közlenerek kahvaltı yapılır.
 belli bir süre kaynadıktan sonra belirli bir kıvama gelen ve bulamaç adı verilen karşımın içine ipe dizilen ve kısa ağaçlara bağlanan orcik iskeleti bu bulamaca batırılmaya başlar.



RESİM 1: Bulamaca batırma


bu işlem ticari amaç için yapmayanlar da iki en fazla üç kez tekrarlanır. ticari amaç için yapanlar ise bu işlemi altı kez filan tekrarlarlar ki kilosu ağır gelsin de daha çok kazanayım düşüncesi. neyse bu işlemde bittikten sonra orcik ağaçları hazırlanan iplere asılarak kurumaya bırakılır.



RESİM 2: Kurumak üzere asılır

bu işlem yapılırken yağmur yağmazsa şanslısınız demektir. ama yağarsa bi koşuşturmaca başlar ve hepsi kapalı alana taşınır. sonra güneş çıkınca çıkarılır yağmur yağınca geri içeri. böyl bir süreç sonucu oluşur orcik ve afiyetle yenir. adı köme değil orcik...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder